27 Ekim 2015 Salı
metin son
*kamu
isim
1. isim Halk hizmeti
gören devlet organlarının tümü
2. Bir ülkedeki halkın
bütünü, halk, amme
"Çevre koruması
sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına
sinmiş." - H.
3. sıfat Hep, bütün
"Biz kimseye kin
tutmayız / Kamu âlem birdir bize" - Yunus Emre
İstanbul
ve onun kentlisi/kullanıcısı/gelir göçeri veya genel geçeri
olan herkes gerek iktidarlarca gerek küreselleşme ile dayatılan
kent kullanımlarına maruz kalmaktadır. Bu mekanizmalar *kamunun
“oralı” olarak doğuştan sahip olduğu hakları/mülkleri bir:
kamu malı olmaktan çıkarmakta, iki: başka programlarla özellikle
harcamaya dayalı kısır programlarla (alışveriş merkezleri, lüks
harcamaya dayalı programlar, oldu bittiye getirilen projeler)
kentliye dayatarak durum normalleştirmesine gitmekte, kamu mülkünü
ıssızlaştırmakta ve kaybın kamu tarafından farkındalığını
azaltmaktadır. Günümüzde artık ekosistemin de sadece kamu
savunması ile ”elde edilebildiği” bir İstanbul’da gerek kamu
mülkü gerek doğa, karar mekanizmalarınca bir bir uyuşturulmakta
ve bozdurulmaktadır.
FLOW
ile birlikte kamu mülkü bir çeper üzerinde
olabildiğince çoğaltılarak çapraz programlama ve akış
ile kent yaşamına katılır. Kamu hakkı üzerinden ekosistem
çeşitleri de çoğaltılarak kent kayıpları giderilmeye,
potansiyeller maksimum seviyede kullanılmaya ve gelecek
projeksiyonunda korunmaya çalışılır.
Bunu
yaparken proje, alan profili ve gerilimleri bir çeper ve dolaşım
diyagramı üzerinden okunarak alanın gerek program gerek tasarım
önerileriyle tekrar gündelik yaşam rutini içine
sokulmasını ve kamu mülklerinin kamu tarafından aşındırılması
ile ıssızlaştırılmanın önüne geçilmesini öngörür.
Aynı şekilde profillere bağlı program önerileri ile kamunun,
mülkü üstündeki faaliyeti arttırılarak alan “doğal hak”
halini alır. Sadece parsellerin değil o parsele giden güzergahın,
sokağın, ulaşım duraklarının, peyzajının, havasının da kamu
mekanı olduğu ve bu artı mekanların belirginleştirilmesi ile
kamu mülkünün koruma altna alınması hedeflenmektedir.
Haydarpaşa,
Üsküdar ve Kadıköy sık kent dokusunun arasında gerek
topoğrafyası gerek programları ve yerleşimiyle büyük boşluklar
ve kopukluklar yaratan bir kent dilimi içinde yer alır. Devlete ait
büyük kamu kurumlarının (hastane, üniversite, lise,
askeriye gibi) ve onların kapatılmış özel/yarı özel
parsellerinin yarattığı sınır etkisi ile Kadıköy’den
Üsküdar’a doğru iç kısımdan geçerken ki ani topoğrafya
değişimi, sahil kıyısından ise herhangi bir bağlantı
olmaması bu iki kent parçası arasındaki değişim ve gerilimi
oluşturmaktadır. Kadıköy ve Üsküdar’da yerli kullanım
çoğunluktayken bahsedilen bu kamu parsellerine İstanbul’un her
yerindeki kullanıcı gelmekte ve alanın kullanıcı profilini
çeşitlendirmektedir. Önerilen tasarım Kadıköy’un tabanvay
hareket davranışı içinde olan yerlisi ve kullanıcısı ile
kamu kurumlarını kullanmaya gelen farklı yaş gruplarından ve
sınıflardan gelen geçici profili ana kullanıcısı olarak
belirler ve bu profilleri çeperi içinde dolaştırarak tasarımın
sistemi içine sokmayı hedefler. Çepere ve yollara yapılan program
ve tasarım önerileri ile parseller içinde yer alan kullanıcı,
güncel kullanımda olan kamu alanına doğru yönlendirilirken
kamuya ait olan fakat korunması gereken mülklerin fiziksel
programına dahil olarak bu parseller üzerinde söz/hak sahibi
olacak konuma gelir.
İstanbullu
ve boğaz arasına doldurulmuş, endüstriyel ve ticari amaçlar ile
zamanında liman coğrafyası için akıllıca döşenmiş, uzun
yıllar boyu ülke ekonomisine cömertçe hizmet etmiş Haydarpaşa
Limanı ise tüm bunlar olurken girilemeyen uzaktan bakınılan
vapurdan izlemekle yetinilen bir kara parçasına dönüşmüş ve
aslında kentin kara parçasına yamandıktan sonra tekrar kendini
koparmıştır. Deniz yoluyla Kadıköy’e yaklaşan insanlara
varmak üzere olduklarını haber eden heybetli vinçler, üst üste
yükselen konteynırlar ve yük gemileri aslında bir anda insanları
şaşırtmakta, boğazın göbeğinde kent ölçeğinde ani bir şok
yaratmaktadır. Karadan yaklaşıldığındaysa kamunun giremediği
ve görsel bellek dışında pek bir ifadesi olmayan, ancak TCDD
liman personelinin her gün içinde olduğu ve sadece geçimlerini
sağladıkları bir işyeri değil, lojmanları ile sosyal ve aile
hayatlarını da geçirerek çok daha fazla benimsedikleri bir yer
olduğu tahmin edilebilir. Liman bölgesi proje
kapsamında etaplı olarak alandan ayrılırken, her etapta dönüşüm
geçirir ve kıyıyı tekrar kamu mülkü haline getirir.
Yerin
bilgisi ile ortaya çıkan yeşil sistem çeperi üzerinden
tam/sürekli bir çember kurgulanır ve bu çember
parsellerde çapraz programlamaya tutularak örülür. Bu örgü
içinde kullanıcı parselinden çıktığı anda dolaşım
sistemine dahil olarak sürekli kamu parselleri üzerinden kent
yaşamına kesintisiz dahil olur.
Haydarpaşa
Garı, Hızlı Tren İstasyonu olarak tarihsel işlevini
sürdürerek kent belleği üzerinden güncelliği sürdürmesi
önerilmektedir. Gar aynı zamanda marmaray vagonlarının bir
kısmının durağı haline gelerek Ayrılık Çeşmesi tarafında
geri kalan marmaray vagonlarıyla birleşir ve Haydarpaşa
İskelesi'ne karşıdan gelen yolcuların kesintisiz bir biçimde
Anadolu Yakası'nın iç taraflarına ulaşmasını sağlayan bir
toplu taşıma ağı noktasına dönüşür. Otobüs ve minibüs
durakları rıhtımdan kaldırılarak Haydarpaşa'nın
Yeldeğirmeni'ne bakan kısmında konumlandırılır. Böylece
rıhtımdaki kamu ve kıyı kullanımına ayrılan alan
arttırılırken, duraklara doğru olan yoğun yaya akışı sadece
kıyı üzerinden değil Yeldeğirmeni sokak dokusu üzerinden
kurgulanır. Böylece proje alanına çıkan program
Kadıköy-Yeldeğirmeni aksı üzerinden de
belirginleştirilir. Böylece ulaşım ağları tek bir aks üzerinde
kurgulanarak seri kentlinin gün içindeki ulaşım pratikleri
en verimli hale getirilir.
Haydarpaşa
Limanı'nın 20 senelik projeksiyon içerisinde kademeli olarak
ömrünü tamamlayıp şehir içinde planlanan diğer alanlara
gitmektedir. İlk etapta Haydarpaşa Limanı'na yakın olan adadaki
liman işlevi kalkacağı için buraya doğaz habitasyonu ile
birlikte çalışacak bitki adası, kentlinin boğaz-su ilişkisini
yeniden tanımlayan Boğaz Havuzu ve spor aktivitelerince
kullanılacak olimpik havuz ve kürek parkurları
önerilir. İkinci etapta boşalacak olan Harem'e yakın liman adası
ise tüm materyal ve bileşenleri (silo ve vinçler) Deneysel
Postendüstriyel Park ve Araştırma+Atölye Birimleri olarak
kent peyzajına dönüştürülür ve bellekteki silüet korunarak
farklı işlev önerisi ile alan kentlinin kullanımına açılır.
Endüstriyel atık malzeme olarak projeye dahil edilen siloların
deniz kenarındaki dilimi Boğaz Araştırmaları Merkezi'ne,
kalan silolar ise çevre fonksiyonlardan gelen profile tahsis edilen
atölyelere dönüştürülür. (Kamusal
parsellerde yer alan sağlık yapılarının sosyal
tesisleri,Haydarpaşa Endüstri ve Meslek Lisesi öğrencilerinin
kullanacağı elektrik,elektronik,makina ve mobilya atölyeleri,
Selimiye Tarım Meslek lisesinin kullanacağım tarım atölyeleri,
Marmara Üniversitesi öğrenci kulüpleri ve çevre eğitim
kurumlarınca kullanılacak çok fonksiyonlu atölyeler)
Böylece alan Üsküdar ile kıyıdan kesintisiz olarak
bağlanmaktadır. Bu iki adayı bağlayan alanın kıyı çeperinde
kalan alan İstanbul'un farklı yerlerinden gelen kitlenin boğaz
hakkı ile kesilmeden kullandığı piknik ve rekreasyon alanı
olarak önerilir. Böylece devlet kamusu yolu,güzergahı ve esas
kullanım alanı ile çeperlenip korunarak kentli kamusuna eklenerek
dönüştürülür.Tüm alan
önerilen bisiklet,koşu ve yürüyüş yolu(b)
ile birbirine
kesintisiz olarak bağlanmakta ve ara yollar önerilen programların
akışında örülmektedir.
Proje
alanının kente bakan kısmında kurgulanan Kent Belleği Parkı
ile Kent ve Demir Yolları Müzesi TCDD
fonksiyonlarına ait bileşenleri kullanır ve alandaki atık durumu
avantaja çevirerek ve yapı stoğunu arttırmadan alanı dönüştürür.
Tüm alanda yer alan malzeme ve yapı stoğunun fazlalık ve
çeşitliliği alana yeni malzeme ve yapı girişini gereksiz hale
getimektedir. Bundan dolayı proje yaklaşımı alandaki tüm katı
malzemenin proje kapsamında geri dönüştürülmesini önerir. Yine
bu kapsamda TMO'ya ait silolar da bienal ve sergi alanları
olarak işlevlendirilir ve bu yapı stoğu alanın sanat merkezi
olarak işlev görmesini sağlar.
Hızlı
tren raylarının alandaki konumu ile proje alanı ikiye
bölünmektedir. Bu sınır Haydarpaşa Garı önündeki sürekli
kıyı ulaşımı(1),
alanın ortasında yer alan ve rayların altından geçen yaya tüp
geçidi(2),
Ayrılık Çeşmesi kısmında alanın etrafından dolaşan kavisli
rayların takibi(3)
ile 3 noktadan geçiş önerilerek eritilir ve
Kadıköy-Haydarpaşa-Üsküdar aksı sürekli hale getirilir. Rıhtım
Mühürdar Parkı'na kadar Radyal Kıyı Kulllanımı
çevresinde yeniden düzenlenir. Kadıköy Meydanı
miting ve gösterilerde kullanılmak üzere genişletilerek Kadıköy
kent dokusunun ortasına doğru konumlandırılır. Mühürdar
Parkı'nın sonuna doğru ise zemin kotundan eksi kota doğru kıyı
görüşünü kesmeyecek şekilde tasarlanan halka açık spor amfisi
ve kompleksi önerilir. Bu spor kompleksinin daha alt kotları ise
kent içine doğru uzanan bir yer altı otoparkı olarak
tasarlanacaktır. Bu kompleks ve otoparkın afet durumlarında
toplanma ve koordinayon üssü olarak kullanılması önerilmektedir.
tekstowo
*kamu
isim
1. isim Halk hizmeti gören devlet
organlarının tümü
2. Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme
"Çevre koruması sorunları İsveç
kamusunun bilincine ve hatta
bilinçaltına sinmiş." - H.
3. sıfat Hep, bütün
"Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem
birdir bize" - Yunus Emre
İstanbul ve onun kentlisi/kullanıcısı/gelir göçeri veya genel geçeri
olan herkes gerek iktidarlarca gerek küreselleşme ile dayatılan kent kullanımlarına maruz
kalmaktadır. Bu mekanizmalar *kamunun
“oralı” olarak doğuştan sahip olduğu hakları/mülkleri bir: kamu malı olmaktan
çıkarır iki: başka programlarla özellikle harcamaya dayalı kısır programlarla
(alışveriş merkezleri, lüks harcamaya dayalı programlar, oldu bittiye getirilen
projeler) kentliye dayatarak durum normalleştirmesine gitmekte, kamu mülkünü
ıssızlaştırmakta ve kaybın kamu tarafından farkındalığını azaltmaktadır.
Günümüzde artık ekosistemin de sadece kamu savunması ile ”elde edlebildiği” bir
İstanbul’da gerek kamu mülkü gerek doğa, karar mekanizmalarınca bir bir
uyuşturulmakta ve bozdurulmaktadır.
FLOW ile birlikte kamu mülkü bir çeper üzerinde olabildiğince çoğaltılarak çapraz programlama ile kent yaşamına katılır. Kamu hakkı üzerinden
ekosistem çeşitleri de çoğaltılarak kent kayıpları giderilmeye ve gelecek
projeksiyonunda korunmaya çalışılır.
Bunu yaparken alan profili ve gerilimleri bir çeper ve dolaşım
diyagramı üzerinden sorgulanarak alan içine gerek program gerek tasarım
önerileriyle tekrar gündelik yaşam
rutini sokulmasını ve kamu
mülklerinin kamu tarafından
aşındırılması ile ıssızlaştırılmanın
önüne geçilmesini öngörür. ki bu durum devlete ait hizmet alanlarıyla çevrelenen Haydarpaşa'ya kritik bir dokunuştur. Aynı şekilde profillere bağlı program önerileri ile
kamunun mülkü üstündeki faaliyeti arttırılarak alan “doğal hak” haline çevrilir. Sadece parsellerin değil o parsele
giden güzergahın, sokağın, ulaşım duraklarının, peyzajının, havasının da kamu
mekanı olduğu ve bu artı mekanların belirginleştirilmesi ile kamu mülkünün
koruma altna alınması hedeflenmektedir.
Haydarpaşa Üsküdar ve Kadıköy sık kent dokusunun arasında gerek topoğrafyası
gerek programları ve yerleşimiyle büyük boşluklar ve kopukluklar yaratan bir
kent dilimi içinde yer alır. Devlete ait büyük
kamu kurumlarının (hastane, üniversite, lise, askeriye gibi) ve onların
kapatılmış özel/yarı özel parsellerinin
yarattığı sınır etkisi ile Kadıköy’den Üsküdar’a doğru iç kısımdan geçerken ki ani topoğrafya değişimi, sahil kıyısından ise herhangi bir bağlantı olmaması bu iki kent parçası
arasındaki değişim ve gerilimi yaratmaktadır. Kadıköy ve Üsküdar’da yerli kullanım
çoğunluktayken bahsedilen bu kamu parsellerine İstanbul’un heryerinden insan
profile gelmekte ve alanine kullanıcı profilini çeşitlendirmektedir. Önerilen
tasarım Kadıköy’un tabanvay hareket
davranışı içinde olan yerlisi ve kullanıcısı ile kamu kurumlarını kullanmaya
gelen farklı yaş gruplarından ve
sınıflardan gelen geçici profili ana kullanıcısı olarak belirler ve bu
profilleri çeperi içinde dolaştırarak tasarım alanı sistemi içine sokmayı
hedefler. Yollara yapılan program ve tasarım önerileri ile parseller içinde yer
alan kullanıcı, güncel kullanımda olan kamu alanına doğru yönlendirilirken
kamuya ait olan fakat korunması gereken mülklerin fiziksel programına dahil
olarak bu parsellerin üzerinde söz/hak sahibi olacak konuma gelir.
Yerin bilgisi ile ortaya çkan yeşil sistem çeperi üzerinden tam bir
çember kurgulanır ve bu çember parsellerle çapraz programlamaya tutularak
örülür. Bu örgü içinde kullanıcı parselinden çıktığı anda dolaşım sistemine
dahil olarak sürekli kamu parselleri üzerinden kent yaşamına kesintisiz dahil
olur.
Liman açılarak Üsküdar-Kadıköy bağlantısı
Spor komplekleri ile kentin spor
aktivitelerinin arttrılması
KAdıköy miting alanının eksikliğinden
dolayı meydan önerisi ve yerinin açıklaması
Radyal kıyı kullanımı
Taşınan otobüs durakları ve ulaşım
senaryosunun anlatılması
Demiryolları müzesi ve bellek parkı
açıklaması
Su sporları adası ve endüstriyel adanın
anlatlması
26 Ekim 2015 Pazartesi
20 Ekim 2015 Salı
kaçak bir toplantı
first off all çarşamba, perşembe akşam buluşalım. yapabiliyorsak üretime girişelim. mesela çarşamba herkes masterofmasterplans masterplanımıza herşeyi çizip yazıp gelse ve o gece de onları üstüste koyup plana son halini versek. düşünüp gelip direk yerleştirelim yağni. perşembe de plan + diagram + metinler başlasın. cumadan itibaren pazartesi akşamına kadar kalmalı parteay. salı da hayırlısıyla.
pafta girizgahı için kırmaya değiştirmeye çalıştıgımız şeyi göstererek açabiliriz konuyu. yani türk insanının kaderi gelişigüzel masa üzeri hesaplarla helak edilen parseller ve istanbul. avmlerde çoluk çocukla geliri kısıtlı ailelerin bile kapitalist yarışa dahil olması ve getirdigi umutszluk. (burası biraz duygusal) istanbul insanı aslında buna mecbur değil, böyle farklı alternatif eylemler de var. belki baya iktidar kafasından çıkmış renderlı rantlı görseller. bunu değiştiriyoruz diyoruz. ve manifestosal tekstler de kullanabiliriz kafamızdaki sistemi anlatmak için. bütün o "antikapitalist green circle" da tabanvay olarak, bir cafeye oturup para vermek zorunda kalmadan, tuvalet ihtiyacını dahi gidererek, sağlıklı sahil şeridinde hoşça vakit geçirmesi. istanbulda bu tip eylemleri yapabildigimiz alanlar tabiki mevcut ancak yüzdük yüzdük kuyruguna geldik silip süpürülecek hissine kapılmamak mümkün değil o daracık alanlarda. burada söz konusu olan ciddiyet ise hayvan gibi bir alanda istanbulda tanık oldugumuz kadarıyla var olmamış bir projeden söz ediyoruz. ve bu alanın dayandıgı saglam bir set var tüm sırtında. haydarpaşa tarafındaki çok sevdigimiz devlet binaları, marmaray istasyonları haydarpaşa metro otobüs vapur, kadıköyün halihazırda %100 tabanvay dokusu (konutlar + modaya doğru artan ticari işlevler)
diagramlar
ulaşım >. tipler üzerinden salt ulaşımlar: bütün net ulaşım ağı üzerinde misaller *vatandaşlar* mehmet fatihteki evinden kadıköydeki işine şöyle şu sürede gitti. necmi ankaradan trene bindi şu saatte beşiktaştaki teyzesinin elini öpmüştü bile gibi gibi. x ----> y 18 dk. via
program.konsept
>. antikapitalist green circle: path/eylem/para/zaman/vatandaş [grafik destekli]
>. yaya fluid h.paşa + devlet yapıları destegi: kadıköyün yaya movementı, h.paşa tarafında da oluk oluk limana inen teknik liseden çıkmış liseliler, gataya röntgen çektirmeye gelmiş anane, paydostan sonra nişanlısını sahile getiren memur abuzettinin aşındırdıgı yollarla burayla da birleşiyor. bu yollardan akın akın insanlar iniyor çıkıyor. sanırsın şükrüde maç sonrası. yapıların arası kamusal iplikle dokunuyor, binalar yapılar ise dokunulmazlaşıyor(iyi anlamda).
dipnot: ankaradaki saldırıdan sonra okulda toplanıldıgında ipek akpınarın da içinde bulundugu insanlar kamusal alanı tartıştı. demokratik alanın herkesin birbirinin yüzünü gördüğü ve tek bir noktaya değil birbirine baktıgı ve dinlediği yer olduğu, dikenli tellerle çevrili kamusal/özel alan çatışmasının zihinsel daralmaya yol açtıgı, birey-toplum-devlet ilişkisinin sorgulandığı (devlet kim ki? devlet benim diyen havva teyze) konuşmalar geçti. ankara gar meydanının 8 10 sene önce yeniden düzenlenmesiyle antidemokrasik bir yer oldugu, saldırının ertesi günü trafige açılmasıyla inanılmaz bir bellek reset'i atıldıgı söylendi. aslında milletin gır gır şamata çekirdek çitledigi yerde siyasi eylemini de yapabilmesi hoş, bizim proje için yani. taksimin anılarında kanlı 1 mayıs vardı. o silinmek üzere. biz de gezi var taze. ama gülüp oynadıgım yer değil taksim meydanı. artık çok sevilmiyor ve unutulmaya hazır. haydarpaşa projesinin bir farkı da bizim tasvirlerimizle bunun tam zıttı olması bence.
pafta girizgahı için kırmaya değiştirmeye çalıştıgımız şeyi göstererek açabiliriz konuyu. yani türk insanının kaderi gelişigüzel masa üzeri hesaplarla helak edilen parseller ve istanbul. avmlerde çoluk çocukla geliri kısıtlı ailelerin bile kapitalist yarışa dahil olması ve getirdigi umutszluk. (burası biraz duygusal) istanbul insanı aslında buna mecbur değil, böyle farklı alternatif eylemler de var. belki baya iktidar kafasından çıkmış renderlı rantlı görseller. bunu değiştiriyoruz diyoruz. ve manifestosal tekstler de kullanabiliriz kafamızdaki sistemi anlatmak için. bütün o "antikapitalist green circle" da tabanvay olarak, bir cafeye oturup para vermek zorunda kalmadan, tuvalet ihtiyacını dahi gidererek, sağlıklı sahil şeridinde hoşça vakit geçirmesi. istanbulda bu tip eylemleri yapabildigimiz alanlar tabiki mevcut ancak yüzdük yüzdük kuyruguna geldik silip süpürülecek hissine kapılmamak mümkün değil o daracık alanlarda. burada söz konusu olan ciddiyet ise hayvan gibi bir alanda istanbulda tanık oldugumuz kadarıyla var olmamış bir projeden söz ediyoruz. ve bu alanın dayandıgı saglam bir set var tüm sırtında. haydarpaşa tarafındaki çok sevdigimiz devlet binaları, marmaray istasyonları haydarpaşa metro otobüs vapur, kadıköyün halihazırda %100 tabanvay dokusu (konutlar + modaya doğru artan ticari işlevler)
diagramlar
ulaşım >. tipler üzerinden salt ulaşımlar: bütün net ulaşım ağı üzerinde misaller *vatandaşlar* mehmet fatihteki evinden kadıköydeki işine şöyle şu sürede gitti. necmi ankaradan trene bindi şu saatte beşiktaştaki teyzesinin elini öpmüştü bile gibi gibi. x ----> y 18 dk. via
program.konsept
>. antikapitalist green circle: path/eylem/para/zaman/vatandaş [grafik destekli]
>. yaya fluid h.paşa + devlet yapıları destegi: kadıköyün yaya movementı, h.paşa tarafında da oluk oluk limana inen teknik liseden çıkmış liseliler, gataya röntgen çektirmeye gelmiş anane, paydostan sonra nişanlısını sahile getiren memur abuzettinin aşındırdıgı yollarla burayla da birleşiyor. bu yollardan akın akın insanlar iniyor çıkıyor. sanırsın şükrüde maç sonrası. yapıların arası kamusal iplikle dokunuyor, binalar yapılar ise dokunulmazlaşıyor(iyi anlamda).
dipnot: ankaradaki saldırıdan sonra okulda toplanıldıgında ipek akpınarın da içinde bulundugu insanlar kamusal alanı tartıştı. demokratik alanın herkesin birbirinin yüzünü gördüğü ve tek bir noktaya değil birbirine baktıgı ve dinlediği yer olduğu, dikenli tellerle çevrili kamusal/özel alan çatışmasının zihinsel daralmaya yol açtıgı, birey-toplum-devlet ilişkisinin sorgulandığı (devlet kim ki? devlet benim diyen havva teyze) konuşmalar geçti. ankara gar meydanının 8 10 sene önce yeniden düzenlenmesiyle antidemokrasik bir yer oldugu, saldırının ertesi günü trafige açılmasıyla inanılmaz bir bellek reset'i atıldıgı söylendi. aslında milletin gır gır şamata çekirdek çitledigi yerde siyasi eylemini de yapabilmesi hoş, bizim proje için yani. taksimin anılarında kanlı 1 mayıs vardı. o silinmek üzere. biz de gezi var taze. ama gülüp oynadıgım yer değil taksim meydanı. artık çok sevilmiyor ve unutulmaya hazır. haydarpaşa projesinin bir farkı da bizim tasvirlerimizle bunun tam zıttı olması bence.
1 Ekim 2015 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)